İncelememizin ilk bölümünün odak noktasını 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 6/1-c maddesinde düzenlenen kamu görevlisi kavramı oluşturmaktadır. Kanun koyucu 5237 sayılı Kanunla birlikte 765 sayılı mülga TCK'da benimsenen memur kavramını terk ederek kamu görevlisi kavramını benimsemiştir. Bu yeni düzenleme lafzi bir değişiklikten öte köklü bir içerik değişikliği niteliğindedir. Ceza kanunumuzun bu kavrama atfettiği önem ve meri hukukumuzdaki kavram kargaşası nazara alındığında kamu görevlisi kavramının içeriğinin ayrıntılı tetkiki gereklidir. Bu nedenle öncelikle Anayasalarımız ve idare hukukuna ilişkin mevzuat ile 765 sayılı Kanundaki düzenlemeler çerçevesinde memur kavramı özetle incelenecek müteakiben 5237 sayılı TCK'daki kamu görevlisi kavramının kapsamı ve önemi irdelenecektir.

İncelememizin ikinci bölümünde ise kamu idaresinin güvenilirliğine ve işleyişine karşı suçlar arasında düzenlenen görevi kötüye kullanma suçu tüm yönleriyle incelenmeye çalışılacaktır. 5237 sayılı TCK'nın 257. maddesinde düzenlenen her suç tipinin ayrı ayrı incelenmesi esnasında doktrindeki farklı görüşlerin yanında Yargıtay Özel Dairelerinin ve Yargıtay Ceza Genel Kurulunun içtihatlarına da yer verilerek mezkûr suç tipinin somutlaştırılması amaçlanmıştır. Doktrin ve Yargıtay uygulamasında tartışmalı olan kişilerin mağduriyeti ya da kamunun zararına neden olunması veya menfaat temin edilmesi hususlarının suçun maddi bir unsuru olan neticeyi mi yoksa objektif cezalandırılabilme şartlarını mı oluşturduğu üzerinde durulacaktır. Ayrıca yapılan değişikliklerle kazanç kavramı yerine benimsenen menfaat kavramı ile maddenin yürürlükten kaldırılan son fıkrası da incelenecektir.

İncelememizin son bölümünde ise görevi kötüye kullanma suçuna dair 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu döneminde verilmiş Yargıtay Ceza Genel Kurulu Kararları ile güncel nitelikteki Yargıtay Özel Daire kararlarından bazılarına kişi ve konu açısından tasnif yapılarak yer verilmiştir.