Bu öyküler 1940 ve 1950'li yıllarda ya doğrudan yaşadığım ya da yakın tanığı olduğum olaylardan derlenmiştir.Olay anlatılırken o günlerin yaşam biçimleri düşünce yapıları zevkleri eğlenceleri acıları algıları olaylar karşısındaki tepkileri bakış açıları kısaca tüm değer yargıları da birlikte sunulmaya çalışıldı.O yılların Anadolu'su bu günlerin kinden çok farklıydı.Bırakın köyleri kasabaları pek çok ilinde elektrik yoktu.Köylerinde okuma yazma bilen insan sayısı (ki sadece erkekler için geçerliydi) bir elin parmak sayısını geçmezdi.Her türlü işlerinde kullandıkları teknoloji ortaçağ teknoloji düzeyinin neredeyse aynısı gibiydi.İnsanlar her türlü kararlarını düşünüp akıl yürüterek değil duygu gelenek göreneklerin ve alışkanlıkları çerçevesinde verirlerdi.