Anne ve babasının vefatından sonra kasabada yalnız başına yaşamak zorunda kalan Hami'yi zor günler beklemektedir. Kimseye zararı dokunmayan dürüst saf ve iyi niyetli bir insandır. Gerçek ismi Hami olmasına rağmen herkes ona "Garip" diye hitap etmeye başlar.
Başı darda kalan herkes ondan yardım ister. Herkesin yardımına koşmayı vazife bilir. Yaptığı işi eksiksiz yapar. Yapar yapmasına da kimseden hiç bir karşılık göremez. Herkes ona aynı şeyi söyler; "Gelmez ayın son çarşambasında..." ya da "Kırmızı kar yağınca öderim!" Garip bu sözlerin ne anlama geldiğini bilmeden sürekli yanında taşıdığı bir deftere alacaklarını kaydeder.
Bir gün Terzi Fikret'in dükkanının camlarını silmektedir. Birden alacaklarını kaydettiği defter yere düşer. Terzinin kızı üniversite öğrencisi Zehra onun yere düşen defteri alıp okuyunca her şey ortaya çıkar. Bu olaydan sonra Garip "Gelmez ayın son çarşambası ve Kırmızı kar yağınca"nın ne anlama geldiğini öğrenir.
Garip'in emeklerinin boşa gitmesine Zehra'nın gönlü razı olmaz. Yaptırdıkları işlerin bedelini kasabalıya ödetmek ve onun hakkını kasabalıdan almak için bir plan yapar...