En genel anlamda tazminat kavramı bir zarar karşılığında ödenen para veya ayni şeyleri ifade etmekte bir zararın tazmin edilmesi veya karşılanması anlamına gelmektedir.
Hukuki sorumluluk ise zarar verenle zarar gören arasında bir hukuki ilişki bulunup bulunmamasına göre sözleşme (akdi) sorumluluğu ve haksız fiil (sözleşme dışı) sorumluluğu olmak üzere ikiye ayrılır.
Tazminat kurumunun öncelikle verilebilecek zararın önlenmesine çalışmak gibi bir amacı vardır. Zarar ortaya çıktıktan sonraki amacı ise verilen zararın karşılanmasını sağlamaktır.
Tazminat fiziksel zararların karşılanması amacı taşıdığı gibi ruhsal zararların karşılanmasını da amaçlamaktadır. Manevi tazminatın amacı duyulan manevi acıyı yumuşatmak bozulan dengeyi onarmak teselli etmektir. Olayın oluş biçimi zararın niteliği tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına göre uygun bir manevi tazminata hükmetmek gerekir.
Haksız fiilin borç doğurmasının sebebi doğan zararın giderilmesidir. Bu nedenle tazminatın üst sınırını uğranılan zarar oluşturur. Ancak bundan Tazminat Zarara eşittir sonucu çıkartılmamalıdır. O halde tazminatın üst sınırı zarardır fakat tazminat miktarı zararın altında kalabilir.
Tazminat davalarında birinci aşama zararın hesaplanması ikinci aşama ise tazminatın hesaplanmasıdır. Tazminatın hesaplanmasında tazminattan indirim sebepleri gündeme gelebilir. İşte bu durumda tazminat zararın altında kalabilir.
Günümüzde yayınlanmış teori ağırlıklı bilimsel eserlerin yanında içtihat ağırlıklı uygulama eserleri bulunmaktadır. Yargı kararlarından muhakkak yararlanılması gerekir fakat yargı kararlarının temelini de bilimsel görüşler oluşturmaktadır. Her alanda olduğu gibi hukuk alanında da teori ve pratik bir birini bütünlemektedir. Bu eser de Teori ve pratiğin birleştiği alan olan uygulamaya yönelmiştir.