Kafenin dışındaki şiddetli fırtına
genç adamın yüreğindekinden daha korkunç değildi.
Annesinin baskılarından o kadar bunalmıştı ki aklına gelen ilk yalanı söyledi.
"Senin bu baskıcı tavırlarından sonra bir an önce evlenmeye karar verdim!"
Ve bu yalanına servis yapan garson kızı da ortak etmeye çekinmedi.
"Telefonda annem var!" dedi asık bir suratla.
Otoriter tavrı garson kızın itiraz etmesini engellemişti.
"O ne sorarsa 'evet' de... Tamam mı? Sadece 'evet' de. Çok nazik ol!
Söz veriyorum bu iyiliğinin karşılığını alacaksın!"
Garson kız bu sert görünümlü adamın annesi ile ne konuşabilirdi ki?
"Acaba oğlumun dediği doğru mu?"diye sormuştu kadın.
Peki ama bahsettiği konuşmanın içeriği neydi ki?
Sonra adamın her soruya 'evet' demesini istediğini hatırladı.
Sorun değildi. Evet demek o kadar da zor olamazdı.
"Evet doğru!.." dedi duru bir sesle.
Ama ardından gelen soruya hazırlıklı değildi!
"Ve... yani gerçekten evleneceksiniz öyle mi?"
***
Birçok tesadüfün sonunda anlaşmaktan başka çareleri yoktu.
Sadece iki ay birbirlerine dayanacaklardı.
Ama gerçek aşk için sınırlı anlaşmaların hiçbir önemi yoktu.
***
Kadere müdahale edilemeyeceğini anladığınız
anlaşmaların bozulmasına gizlice destek olacağınız
bir FMArsal romanı daha...