On iki yıla varan AKP iktidarıyla dindarlar merkeze taşındılar. Demokrasiye inanan birçok insan bunun bir "normalleşme" ile sonuçlanmasını umut etti. Ancak hemen ardından AKP-Cemaat savaşının patlak vermesi ve bu savaşla ortaya çıkan hukuksuzluklar asıl sorunun sistemin merkezinde kimin olduğunda değil sistemin bizzat kendisinde olduğunu gösterdi. Cemaat-Hükümet savaşı oyuna dokunmadan sadece oyuncuları değiştirerek Türkiye'nin önünün açılamayacağını net bir şekilde kanıtlamış oldu.
Erdoğan-Gülen savaşında taraflar kendilerinin haklı diğerlerinin haksız olduğunda ısrarcı. Birbirlerine yönelttikleri eleştiri ve suçlamaların çoğu kulağa fazlasıyla inandırıcı kendilerini savunmak için geliştirdikleri argümanlar ise bir o kadar inandırıcılıktan uzak geliyor.
Soru-cevap formundaki bu kitap bir ittifaktan savaşa evrimleşmiş AKP-Cemaat ilişkilerinin çeşitli aşamalarına açıklık getirmeyi amaçlıyor. Demokratikleşme şeffaflaşma ve hukuksallığa bir katkı olarak okunmasını arzu ederiz.