İstanbul...
Bugün senin doğum günün... Fethine bedel bir gün. Zirâ feth açmak ya hâni! İyi günlere açılmak ya; iyi yâre iyi leyâle iyi hâle... İncitmesin-incitmeyesin sevsin-sevesin göresin-görülesin ve farkedesin-fark olunasın deyû ömür gibi...
Bugün senin doğum günün... Değil mi ki Fatih seni açmış-sende açılmıştır... Seni fark etmiş ve sen de onu inkâr etmemişsindir. Açıp yüreğini; semânın sinesindeki mâh misâli basmışsındır bağrına ve sırrın yükü hiç gitmemiştir ağırına... Onunla doğmuş ve onunla batmışsındır. Yürekte bir olup onunla atmışsındır. Sen ona cân o sana yürek olmuştur. Nefes alıp verdikçe "Hu..." deyû; beslemiş-beslenmişsindir aynı damardan aşk ile muhabbet ile... Doğmuşsundur o fethden; ayn-î ömür olmuşsundur...
İstanbul... Bugün senin doğum günün gönülleri fetih günün. Seni sen yapan Fatih'in aşkıysa ölse dahi seni besliyorsa ve simânda hâla aynı aşk... Aynı meşk leyl de mâh misal parlıyorsa... Ve âlem pür-hayran bunu seyre dalıyorsa... Bu ne senin azizliğin ne Fatih'in yüceliğindendir.
Fatih'in gözünde seni aşk kılan feth-i büşrâ'dandır. Ve bu büşrâ'nın Mübeşsir'i (A.S.) ona vâde biçmemiştir...
Feth-i büşrâ'ya bedel ömrün olsun...
Bugün senin doğum günün cânım İstanbul...