Ellerinde büyüdüğüm dedem ile anneannem daha sonra tanıdığım babam ve yeterince anlayabildiğimi hâlâ söyleyemeyeceğim annem... Kendilerini kuvvetle ihtimal veririm ki alelade bulmazdınız. Biyografileri yazılacak kadar önemli bir hayatları olmadı. Çok enteresan hadiseleri yaşamış ve bunun neticesinde şöhret kazanmış da değillerdi.
Yine de yazdım üzerimde derin izler bırakan bu insanları.
Dedemin ve anneannemin şahsiyetlerinin teşekkülünde hem Osmanlı döneminde edindikleri geleneksel kültürümüzün hem de Cumhuriyet'imizin kuruluş yıllarında iyice ön plana çıkan Batı kültürünün payı vardı. Onlar Tanzimat'la hız kazanan Batılılaşma maceramızın Cumhuriyet'le birlikte şahikasına çıkmasını bütün serencamı ile birlikte yaşayan kuşağın insanlarıydılar.
Dedemin anneannemin ve Atatürk'ün hayatta iken 'Ey Türk Gençliği' diye hitap ettiği gençlerin arasında yer alan babamın Osmanlı'dan Cumhuriyet'e geçiş döneminin yarattığı insan tipini bütün özellikleriyle birlikte birebir temsil ettiklerini söyleyemem. Söyleyemem ama başka bir ülkede başka bir kültür altında yetişmediklerine göre yine de o geçiş döneminin mahsulüydüler. Hayatının ilk kısmını Türkiye'de daha da uzun olan ikinci kısmını Amerika'da geçiren annemi ise hiçbir sınıflandırmaya tabi tutamıyorum.
Hatıralarımı işte bu insanların şahit olduğum hayatları ile ve o yılların Türkiye'si ile sınırlandırdım. Bu arada tanıma talihine eriştiğim akrabalarını ve ahbaplarını ihmal etmedim.