Türkiyenin batı kıyısında yer alan Knidos antik kenti henüz bozulmamış doğal ve tarihi değerleriyle gizli bir hazinedir. Volkanik kayalar ve çoğu yerde el değmemiş bitki örtüsünden oluşan olağanüstü güzellikteki doğası ve en sıcak yaz aylarında bile esen serin rüzgârıyla yumuşak iklimi bu ören yerini çekici kılan özelliklerdir. Uzun bir yarımadanın uç noktasında yer almasının yanı sıra topoğrafyasının da engebeli oluşu karayolu üzerinden buraya ulaşımı güçleştirmektedir. Bu yüzden ziyaretçilerin çoğu deniz yolunu tercih etmektedir. Ancak biraz zorlu denebilecek karayolunu tercih edenler çam ormanları soğumuş lavlardan oluşan kırmızı-siyah volkanik kayalar ve bölgenin temel geçim kaynağını oluşturan geniş badem ve zeytin bahçeleri gibi değişik doğa güzellikleri içinde seyahat etme şansına sahip olurlar. Nekropol sahasının içinden geçen yolun son bölümü aşıldıktan sonra Knidosun teraslarına ve limanlarına hâkim eşsiz güzellikte bir manzara ile karşılaşılır.
Ören yeri sahasında farklı dönemlerde yıllarca süren kazı faaliyetlerine rağmen trafiği yoğun olan turistik güzergâhtan uzak ücra ada benzeri konumu Knidosun bakir kalmasını sağlamıştır. Bu rehber kitapçık hem bu önemli antik kent konusunda ziyaretçilerin bilgilendirilmesini hem de bu ziyaretçilerin ören yerini daha kolay gezebilmelerini amaçlamaktadır. Kitapçık kapsamı içinde tanımlanan mimarî anıtların sırası ziyaretçilerin çoğu tarafından tercih edilen tur güzergâhına uygun şekilde hazırlanmıştır. Öncelikli olarak iyi görülebilen kazısı tamamlanmış yapılar dikkate alınmıştır. Büyük tiyatro gibi ulaşılması güç olan anıtlarla Muzalar kutsal alanı ve nekropol gibi alanlara ise kısaca değinilmiştir.
Rehber kitabın bu yeni baskısında hem eski bilgiler gözden geçirilmiş hem de özellikle son yıllarda kazılar sırasında gün ışığına çıkarılan yapılar ve buluntular bu kitaba eklenmiştir.