dilim dudağım ismini heceler durur
saklar güneş ışıklarını ay tutulur
bozulur bütün saatler vakitler durur
bekletme cümle alemi geliver şimdi
kalabalık bir şehrin terkedilmiş sokağıyım
hüzünlerin yolu yalnızlığın son durağıyım
sonu gelmez bir ah çekiyorum inliyor sızım
bu kez kalabalıkta değil harbiden yalnızım
derler ki bu şehir dünyayı dize getirmiş sen beni
saçların ordu nefesin emir sesin hücum misali
bir gülüşün gönlüme zafer bakışın ganimet gibi
gözlerin gibi kumandan varken yenmek mümkün mü seni
gülünce uçurum doğar iki yanaktan
ufacık gibi gözükseler de uzaktan
düştüğüm o gamzelerin derinliğini
bir ben bilirim bir de onları yaratan
güzel bir dünya kuracaktım sensiz ben
dediler ki o güzellik dünyada bir
kovardım hayallerini gözlerimden
silerdim bakışını belki yılda bir
o gözleri başka tende bulabilmem
bir ihtimal bile olsa milyonda bir