Bir varmış bir yokmuş çok eskiden Anadolu'nun bir köyünde yaşlı bir kadın ile oğlu yaşarmış. Oğlanın kafası hep kel olduğu için de bu oğlana herkes Keloğlan dermiş.
Bu Keloğlan keyfine sevkine pek düşkünmüş. Öğle saatlerinde güneş tepeye çıktıktan sonra uykudan kalkarmış. Akşama kadar sinek avlar fare kovalar güneş batar batmaz da ocağın başına büzülür uyurmuş.
(Kitabın İçinden)