Ölüm bir son mu yoksa başlangıç mı?
Davranış bilimleri ve insan beyni üzerine araştırmalar yapan bir akademisyen geçirdiği bir kaza sonrasında bazı insanların başlarında aura benzeri ışıltılı alanlar görmeye başlar. Buna bilimsel olarak hiçbir açıklama getirilemez. Fakat o her geçen gün daha sıra dışı olaylar yaşamaya devam eder. Dünyadaki hayatı ve gerçekliğe dair sahip olduğu tüm bilgileri sorgular hale gelmiştir. Yaşadıklarına ışık tutmak için araştırmalarını derinleştirdikçe tarihte iz bırakmış olan pek çok bilim insanı ve sanatçının bugüne kadar ortaya çıkmamış gizli mesajlarıyla karşılaşır.
O artık kuantum fiziğinden paralel evrendeki eş izlerine noetik biliminden dünya dışı medeniyetlere kadar uzanan büyük bir labirentin içinde yolunu bulmakta zorlanmaktadır. Bu dünyadaki hayatın gerçek mi yoksa bir yanılsama mı olduğu sorusuyla yüzleşmeye koyulur.
Bir akşam gördüğü bir rüya evrenin ve bu dünyadaki varoluş nedeninin sırlarını çözmek için ona çok değerli bir ipucu sunar. Artık paralel evrenle ilişki kurabilmektedir ve bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Çünkü evrenin baş mimarı ile yüzleşerek ölümün gizemini çözmenin zamanı gelmiştir.