Cicero Latin edebiyatının ve felsefesinin belki de kendisinden sonraki çağları en çok etkilemiş yazarıdır. Roma'nın geleneksel değerlerinin ve devletinin sadık bir bekçisi olmuş bu uğurda yaşamını yitirmiştir. Consul'luğa ve vatanın babası unvanına (pater patriae) uzanan siyasi kariyeri boyunca verdiği eserler sadece yaşadığı dönemin değil sonraki çağların entelektüel zihinleri için de yol gösterici olmuştur: Deneyimlediklerini yazmış yazdıklarını deneyimlemiştir. Burada çevirisini sunduğumuz De Re Publica da Roma'nın kuruluşu ile krallık devrinden cumhuriyetin son yüzyılına uzanan deneyime dayanan kolektif bir bilincin tarihsel ve teorik bir öyküsüdür. Cicero biçim bakımından Platon ve Aristoteles'in siyasi metinlerini örnek almışsa da bu öyküyü bir Romalı gibi görev duygusuyla kaleme almış ve her zaman olduğu gibi devletin esenliğini her şeyin önüne koymuştur. Ona göre erdem (virtus) iyi bir şeyse uygulamaya dökülmelidir o halde en yüce erdem de toplumun malı sayılan devlete hizmettir.
Erken dönemde Kilise tarafından "erdemli pagan" olarak değerlendirilen ve birçok eseri değerli görüldüğü için korunup çoğaltılan Cicero her şeyiyle klasik dönemden çok farklı bir iklimi yaşayan Ortaçağ'da Kilise Babaları'yla birlikte Lactantius Augustinus Ambrosius ve Hieronymus gibi önemli isimleri görüşleriyle etkilemiştir. Rönesans döneminin de gözde yazarıdır şüphesiz: başta Petrarca ve Erasmus olmak üzere Eskiçağ'ı hayranlıkla öğrenip inceleyen hümanistlerin ve Machiavelli ve Thomas Hobbes'un da.
Sözün kısası bu büyük yazarın büyük yapıtı Latince aslından çevirisiyle "nihayet Türkçede!" İyi okumalar... --Önsöz'den...