Aşkın en derinden inkâr edildiği yerden ortaya çıkışı! Kendilerini ve birbirlerine duyduğu aşkı çığlık çığlığa ve sessizce inkâr etseler de aşkları ortalığı yakıp kavuruyor!
Alexander hissiz acımasız yakışıklı güçlü ve zengin... Daha küçücük bir çocukken öğrendi bütün bu özelliklere sahip olabilmeyi. O hislerini acımasızca rafa kaldırmış kendi sonuna doğru ilerliyordu. Ama bilmediği her sonun bir başlangıca gebe olduğuydu.
Heaven karşısına çıktığında bütün inançları ters yüz olurken kendi sonu birdenbire başlangıcı olduğunda ne yapacağını elbette bilemezdi.
Heaven; masum saf ve kırılgan bir papatya... Cennetten gelen bu sessiz melek tüm korkularını kendine zırh yaparak kökleri ile tutunduğu topraklarında Alexander'ın fırtınasına karşı direnirken bir aşk ateşi yakmak için geldiğinde asla tek bir yananının olmayacağını bilemezdi.
Var olmadığını zannettiği kalbi boğulurcasına çırpınırken soluksuz kalarak tekrarladı: "Hissetmiyorum hissetmiyorum hissetmiyorum..."