Bilişsel kapitalizm tartışmaları her ne kadar yeni görünse de tarihsel kökenleri Deleuze ve Guattari'nin Kapitalizm ve Şizofreni Foucault'un biyopolitika çalışmalarında ve başta Hardt ve Negri olmak üzere otonomist hareket içerisinde gözlemlenebilir. Günümüze yaklaşıldığında ise önce enformasyon toplumu ardından Web 2.0 ve maddi olmayan emek tartışmaları ile birlikte bilişsel kapitalizm tartışmalara daha da somutlaşıp yaşamımıza girdi.
Marksist kuram açısından bilişsel kapitalizm tartışmaları ise farklı yaklaşımları içerisinde barındırıyor. Christian Fuchs gibi isimler sermayenin yeni birikim stratejileri ile birlikte geçirdiği dönüşümleri açıklarken kavramın kendisine bilişsel kapitalizme karşı çıkıyor; buna karşın otonomist hareket içerisinde yer alan isimler özellikle maddi olmayan emek tartışmaları üzerinden farklı bir tanımlama yoluna giriyorlar. Kapitalizmin geçirdiği dönüşümler ile birlikte sınıf yapısının değişip değişmediği tartışmaları da bu tartışmaların içerisinde yer alıyor. Bazı isimler bu dönüşümlerle birlikte yeni sınıf yapılarının oluştuğunu ( ör; yaratıcı sınıf) ısrarla dillendirirken bazıları da kapitalizmin ana karakteristiğini koruduğunu ve dolayısıyla sınıf yapısında çok ciddi değişikliklerin olmadığından söz ediyorlar.
Bilişsel Kapitalizm Eğitim ve Dijital Emek bir yandan bilişsel kapitalizm ile ilgili kafaları karıştıran farklı sorulara yanıtlar bulmaya çalışıp kuramsal bir zemin oluşturmaya çalışırken öte yandan bu "yeni dönem"in eğitim ile ilişkisine başta yükseköğretim kurumları olmak üzere odaklanıyor ve neoliberalizm ile birlikte eğitimin geçirdiği dönüşümü de merceği altına alıyor.