Ellerim; bembeyaz bir kana bulanık önyargıyı öldürmekteyim...
Olması gerekenlerle tüm olanlar arasında kim olduğum veyahut kim olacağınla ilgili açıkçası dikkatimi çeken bir kimlik biçimi hiç olmadı. Vereceğin ve benim de haz duyabileceğim kötü kavramına yakın mevcut bir beklentim vardır ki o da; kırılgan uzak mahrem ve zarif yerlerinin gölgesinde karanlık bir tebessümü en hassas dokunuşlarla tutmaktır. Sonrasında öfkeli duygularının melankolik yüzünde tam da esaretin doruğundayken kayıp bakışların korkak gergin tedirgin ve ard arda sorumsuzca yaptığın hatalarına hiçbir yorum getirmeden öylece izlemek... Bakış açın vura düşüre inatla yol almaya devam ederken sahipli sınırlarda yüreğinin avuçlarına sızıyla kurduğum bir cümleyi sıkıştırma arzusu içindeyim: 'Sende bıraktığım acıyı iyi tut!'