Kur'an evrensel olana çağırıyor...
Sınırsız sınıfsız sömürüsüz saldırısız ve savaşsız bir dünyaya (cennete) çağırıyor...
Akla vicdana adalete doğruluğa dürüstlüğe öldürmemeye çalmamaya halkına yalan söylememeye haram yememeye yetim hakkına el uzatmamaya yolsuzluk yapmamaya rüşvet yememeye çağırıyor...
... Demokratik İslam Kur'an'ın tüm dilleri ve renkleri ayet görüp halkları kabileleri ulusları kimlikleri tanıyıp hepsinin adil özgür ve eşit birlikteliğini savunmaktır. Demokratik İslam son hak dinin iktidarı ve devleti değil; toplumu önceleyen sivil ve çoğulcu boyutunu öne çıkarmaktan ibarettir.
Ortadoğu'da her yer kan gölü insan hakları demokrasi hak-hukuk adalet yerlerde sürünüyor. Özellikle Suriye'de ortaya çıkan İslami hareketler birtakım cihatçı gruplar Alevilerin Kürtlerin kanı malı ırzı namusu helaldir diye fetvalar veriyor...
Kur'an'da namaz kılmamanın oruç tutmamanın başını örtmemenin herhangi bir cezası yok ama dört şeyin; öldürmenin çalmanın iftiranın ve zinanın cezası var.
Bölge halkları olan biz Türkler Kürtler Aleviler Sünniler Şiiler Süryaniler Êzidîler Ermeniler Rumlar Araplar Farslar birbirimize egemenlik taslamadan nasıl ortaklıklar kurabiliriz?
Etrafı kan gölüne dönmüş sultanlık diktatörlük ağalık beylik hanedanlık tefrika cehalet ve yoksullukla boğuşan coğrafyamızın kahır hüzün ve kederden başka bir şey görünmeyen ufuklarında Medine Sözleşmesi'nin adalete eşitliğe dayalı sivil ve çoğulcu ruhuyla Demokratik İslam anlayışının güneşi doğabilir.
Ezilenlerin Rabbi olan Allah İkbal'in dediği gibi mazlum milletlerle birlikte tarihin meydanında yürür ve tarihi onlarla birlikte yeniden yapar. Böylesi yüce bir davaya memur olmakla biz davaya şeref katmaz tam tersi şeref kazanırız.