"Yazma eylemi Melville'in dediği gibi 'Kuzey yarıkürede yaşanan hayatın gerçek yüzünü anlamak için uzak denizlere açılmayı ve aynı anda Borges'in değindiği gibi 'kralın adamlarından ve kasabasındaki hayattan sıkıldığı için yazan El Tobossolu ya da Mantiellinin gösterdiği bir saklı mutluluğu paylaşmanızı sağlıyor. Yazma eylemi yaşanan hayattan sonra geçip giderken arkada bırakılan bir iki söz. Gündelik varoluş biçimimizin içindeki sınırlı insan halimizi aşıp da bıraktığımız bir iki söz...
...Söz insana eriştirilebilmiş söz Ahab'ın yenilgisini yengiye çeviren yabanıl Kızılderilinin şahini geminin direğine kanadından bakır çiviyle mıhlaması gibi...''
Kaiser geziye çıkmadan önce herkesi yıkanmış paklanmış görsün diye Almanya'nın dört tarafına haber salındığında Kaiser'in buyruklarına göre düzenlenmiş uydurma bir hayatı yaşamaktansa kendi oyunlarını sürdürmek isteyen çocuklar direnir yıkanmak istemezlermiş. İnsanın dış gerçekliği algılayamamasının bireysel bir yetersizlik değil toplumsal bir sorun olduğunu ortaya koyan Ünsal Oskay'ın tüm çalışmalarının odağında işte bu insanın özgürleşim sorunu yer almıştır. Günümüzde sıradan insanların hayatın öznesi olabilmesinin bir yolu da belki de "yıkanmak istemeyen çocuklar" olmalarına bağlıdır... Yıkanmak İstemeyen Çocuklar Olalım bu özgürleşim sorununu farklı kanallardan derinlemesine irdeleyen bir yapıt. Sorgulayan anlayan ve çözümleyen eleştirel bir bakışın yeni bir anlatımın yolunu açan denemeler.