Türkçe'nin hazinesine zenginlik katan ve genellikle espri unsuru olan deyimleri merhum Ebuzziye Tevfik " Atalar sözü kuvvetinde; fakat onun gibi bir hüküm bildirmeyen ve ancak bir hali tasvir eden söz" olarak tarif eder.
Her deyimin tarihsel birer kökü olayı ve öyküsü vardır. Bunlar halkın içinden kopup gelen canlı ruhlu manevi hazinelerimizdir.
Duygu ve düşüncelerimizi kısa öz ve etkili şekilde anlatan deyimlerimizin kaynağını biliyor muyuz?
Peki bu deyimlerimize yanlış anlamlar yüklediğimizi biliyor muyuz?
Bu kitapla yanlış bilinen deyimlerimizin tarihsel öyküsü ele alınıp gerçek manaları ortaya çıkarılıyor.
Ayrıca anadolu sözlü ve yazın hayatında önemli bir kullanım alanı olan kimi kelimelerin kökenlerini etimoloji yardımı ile ele alınıyor.
Bununla birlikte bu kitap'ta sembollerin kökeni ele alınarak bazı örneklerde de görülenden yola çıkarak görülmeyeni ifade eden sembollerin soyut kavramları hissedilir hale; anlaşılması güç kavramları da basit hale getirdiğine şahit olacağız.
Anadolunun zengin bir kültürüne tanıklık eden bu kitap aynı zamanda kaynak eser niteliği taşıyor.