Muhterem dedem
Ben sizi düşündüğümde aklıma Hz. Yakub ve Yusuf gelirdi... Mevlana ve Şems gelirdi... Kim kimin evladı kim kimin babası belli olmazdı kim kimin mürşidi kim kimin müridi anlaşılmazdı.
Reyhanları kokladığında ceddin İmam Hüseyin'i koklarmış gibi koklardın. Gül nergis ve reyhan senin şiirlerindi. Sen Resulullah'ı özleyen ümmetin ümidiydin ümitlerimiz senin nazarında diriydi. "Allah dostlarına ölü demeyin" buyurmuştu Gül Peygamber; sen ölmedin ölen bizlerdik. Sen ömür boyu yürüdüğün her daim hazırlığını yaptığın yerdeydin. Sen yaşarken ruhunu zaten Allah'a teslim etmiştin işte senin dirildiğin yerdeyim. Ruhumu ruhuna uzatsam aşk üzerine bir düğüm atar mısın?
Seyda Hazretleri zenginliğin içinde fakrı halkın içinde Hakk'ı korku ve ümidin içinde selameti hak ve batılın birbirine karıştığı zamanda faruku sefaletin ve savurganlığın içinde sadeliği yaşamış ve yaşatmış bir şahıs ve şahs-ı manevi...
Sadiye Erol Aykaç dedesi Seyyid Muhammed Raşid Erol'un hayatını romanlaştırdığı Asr-ı Seyda'da son devrin gönül dostlarından birini geniş halk kitleleriyle buluşturuyor.
Seyda Hazretleri muhabbetinde size Allah'ı sevdiren sizi Allah'a akıttığı gözyaşları ile götüren bir Hak dostudur. Rızaullah için insan gönlünü inşa eden sünnetullah ahlâklı bir gönül dostunun kimseye sırtını dönmeyip her insanı sadrında dua dua taşıyan tebessümünü yıllardır özlüyoruz. Seyda'mızın dizinin dibinde iman tedrisatı gören kanından canından bir maneviyat cananı olan Sadiye Erol Aykaç Hanımefendi'nin gönlündeki özlemi kaleminin ucundan yüreklerimize akıttığı bu satırların Seydamızın muhabbetini kör benliğimize bir şifa niyetiyle taşıması dileklerimizle.
Sinan Yağmur