"Bir sirk düşünün. Ve bu sirkin içinde de bir ip cambazı düşünün. Cambazın üzerinde yürüdüğü ipin bir ucundan şiir diğer ucundan Hande tutuyor. Ve cambaz ipin tam ortasındayken Hande ipi bırakıyor. Cambaz iple beraber yere düşüyor ama ipi bırakmıyor. Sağlam tarafa şiirin tuttuğunu tarafa doğru tırmanmaya başlıyor ip üzerinde. İp uzun cambaz yorgun. Ve tırmanış bittiğinde cambaz uzaktan da olsa Hande'yi görebilmeyi umut ediyor. Bu kitap; ölmeden evvel gülmeyi umut eden bir cambazın ip üzerindeki canhıraş tırmanışı sırasında kaydettiği notlardan ibaret."
-Altay Kenger
"Birisini yaşatmak için kaç kişiyi öldürmeyi göze alabilirsiniz? Oğulcan bu kitabında bunun cevabını bizlere sunuyor. Bütün kanlı savaşları gölgede bırakacak bir katliam gerçekleştiriyor ve silahı bu sefer kendisine çeviriyor. Bu kitap çürümekte olan bir ruhun kara kutusudur. Batmakta olan bir rüyanın geceyi terk etmeyen kâbusudur. Ölü bir meleği hayata döndürmek için şairin üstlendiği son şiir masajıdır."
-Ozan Bayram