İlk kitabı "Son Dokunuş" (1992) ve ikinci kitabı "Kuğunun Ölümü"nün (1995) ardından şiir çalışmalarını sessizce sürdüren Merih Akoğul yaşamın içinden derin gözlemler sonucunda ustalıkla çıkardığı trajik durumları belirli konular eşliğinde bir kez daha ele alıyor.
Yarım aşklar ayrılıklar söylenemeyenler kırıklıklar ama tüm bunlara rağmen alttan alta çekinik bir lirizmin olduğu şiirler ağırlıklı olarak İstanbul fonunun önünde kurgulanarak özlemi duyulan dillerin inançların farklı yaşamların birbiriyle kaynaştığı kozmopolit bir yapının ütopik varlığını arzuluyor.
Merih Akoğul varoluşsal bir biçimde akıp gitmekte olan günlük yaşamın içinde adeta gizli özne olarak duran hüznü kendi potasında bir kez daha eriterek şiirini özleyen okuyucularına yepyeni formlarda armağanlar olarak sunuyor.