"İster toprak altında ister toprak üstünde olsun geçmiş zamanlardan kalan bütün nesneler konuşmakta ve bir ses karmaşası içinde durup dinlenmeden bir şeyler anlatmaktadırlar. Merak edip anlamak isteyen herkes anlaşılmaz gibi görünen bu dili öğrenebilir; konuşmaları birbirinden ayırabilir sıralayabilir ve bütün bu anlatılanların her birini birer dayanak olarak benimseyip onlardan yeni bilgiler ve anlamlar çıkarabilir. İşte insanlığın ortak belleği böyle beslenip gelişmekte... insanlar da çevrelerine ve dönüp kendilerine bugün içinde soluk aldıkları ortamın oluşması ile başlayan on beş milyar yıllık bir açıdan bakabilme yeteneği kazanırlar".