"Hiçbir şey beceremiyorsan ölmeyi de mi beceremiyorsun?
Bu sözlerin kulağında son kez yankılandığından emindi. Gordiyon düğümünü çözen İskender edasıyla tüm soruları ve yaşamı bitiriyordu. Ne kadarda uzun sürmüştü bu ölüm yolculuğu. Ölmek niye zordu niye günahtı? Özgür insanın eriştiği en son nokta değil miydi kendi hayatına son verebilme erki ve özgürlüğü?
"Mâziyi açacak bir anahtar" bulamamıştı. Dünü bugüne bağlayamıyordu da.
Zaten "tüm dinlerin ölümü yasaklamasının aslı neydi ki; tapınakları ve tanrıları aşağılayan bir itaatsizlik olduğundan" değil miydi?
Yine dalmıştı "bütün kötülükler dalgınlıktan geliyordu". "Hayat sayıklama içinde yaratılır ve sıkıntı için de dağıtılır" diye mırıldandığını duydu kendinin.