Karizma Eski Yunan uygarlığına uzanan bir geçmişe sahiptir ve Eski Yunanca 'ilahi ilham yeteneği (divinely inspired gift)" anlamını taşır. Hıristiyanların kutsal Kitabı olan İncil'de de zikredilen bir kavramdır. Bu kavram eski Yunan felsefesinde hediye veya bağış anlamında kullanılan "gift" kelimesinden türemiştir. Bununla birlikte kavramı yönetim ve işletme literatürüne sokan ilk kişinin Bürokrasi Modeli'nin kurucusu Max Weber olduğu genel kabul gören bir düşüncedir. Max Weber otorite biçimlerini sergilediği ünlü tipolojisinde geleneksel karizmatik ve akılcı- hukuksal tipleri birbirinden ayırmaktadır. Weber karizmayı söyle tanımlamaktadır. Bir insanın sıradan insanlardan ayrı bir yerde durmasını ve doğaüstü insanüstü ya da en azından istisnai güçler veya niteliklerle donatılmış olarak görülmesini sağlayan belli bir kişilik özelliği. Bunlar sıradan insanın ulaşamayacağı ilahi kökeni olduğu ya da örnek alınması gerektiği düşünülen özelliklerdir; Bir insan bu özellikler sayesinde lider olarak görülür. Karizma alışılmadık kendiliğinden ve yeni hareketlerle yeni yapılar için yaratıcı etkileri olan bir kavramdır. Weber karizmatik Demagoga kitle demokrasilerinde bürokratik katılığı dengeleyeceği temel unsur rolünü biçmiştir. Bir istikrarsızlık ve yenilik kaynağı olan karizma toplumsal değişimlerden yana olan bir güçtür. Karizmatik fenomenler geçici ve istikrarsızdır. Lider kısa vadede muhtemelen gelen bir ilhamla kendi düşüncesini değiştirebilir. Uzun vadede ise zaten ölecektir. Bu nedenle Karizmatik otorite yeni liderin ömründe "rutinleşir" ve böylece liderin yerini ya akılcı hukuksal otoriteyle donatılmış bir bürokrasiye ya da karizmatik güdünün artık bütünleşmiş durumda olduğu geleneğin kurumsallaşmış yapılarına geri dönüş alır.