Kavramlara edebiyatın içinden bakan denemelerden oluşuyor Sessizin Payı. "Adalet"i Dostoyevski'nin "vicdan"ı Tolstoy'un "merhamet"i Orhan Kemal'in "utanç"ı J. M. Coetzee'nin son yılların vazgeçilmez "kutuplaşma"sını Peyami Safa'nın penceresinden okuyan denemeler. Edebiyat yapıtlarıyla "dışarısı" arasında sert geçişlerle ilerleyen kitap sayfalarıyla şehrin sokakları duruşma salonları tarihin yıkıntıları arasında gidip gelen yazılar. İki sorunun cevabını arıyor Gürbilek. Birincisi: Sessizin henüz konuşmayanın konuşma imkânı olmayanın artık konuşamayacak olanın el konulmuş payını geri alabilir mi yazı? İkincisi: Yazarlar konuşamayanlar adına da konuştuklarına inanmak ister. Ama yazının da bir sessizi vardır. Sessizin payına bu kez kendisi el koymadan var olabilir mi yazı?