Onlara verilen hediye değerliydi ve bu hayatlarını sonsuza kadar değiştirdi. Meara Quinn'in başı beladaydı! O her zaman özgür ruhlu olmuştu ve aşkın kendisine göre olmadığına inanırdı. Bu yüzden en iyi arkadaşının erkek kardeşi Connor O'Dwyer'a âşık olması söz konusu bile olamazdı. Connor altın gibi kalbi ve büyüleyici gülümseyişiyle çok yakışıklı olabilirdi ama asla ilişkileri ciddiye almazdı. Bu yüzden ikisi için en güvenlisi arkadaş kalmak ve beraber bira içmeye devam etmekti. Ayrıca Connor'a âşık olmak çok da tehlikeliydi. Connor kardeşi Branna ve Amerikalı kuzinleri Iona ile birlikte nesilden nesile geçen karanlık bir yeteneğe sahipti. Bu güçlerini iyilik için kullanıyorlardı ama onlara musallat olmuş kadim bir kötülük vardı. Onları ve önem verdikleri herkesi yok etmek isteyen bir kötülük... İrlanda'nın büyülü ormanlarında Meara artık en çok korktuğu şey için savaşmak zorundaydı - aşk için.