Romanında yazdıkları gerçek oldu... Kimse IŞİD'i bilmezken o gelen tehlikeyi önceden haber verdi... Ortadoğu ve Türk Cumhuriyetleri üzerine oynanan oyunları yazdı... Ülkesini parçalamak isteyenlere karşı mücadele veren Türk askerini ve onun yaşadığı büyük aşkı anlattı... Hepsinden önemlisi bizi bilge çoban Yahya ile tanıştırdı. Ruhlarımıza dokundu... Roman hayatı ordu içinde aldığı çeşitli görevlerle akıp giden başarılı bir askerin bir çobanla yollarının nasıl kesiştiğini anlatıyor. Barındırdığı macera yüklü öykü bir döneme tanıklık ederken yüzler ve gönüller arasından süzülüyor. "Sabret... Sufilerin kerametidir sabır bilgenin zikri heykeltıraşın marifeti... Hazmetmektir sabır küfrün zehrini kavganın sonunu görmektir... Küçücük bir tohumun dev bir ağaca dönüşmesi için gereken zamanın farkında olarak sabret ve sabret ipek böceğinin kelebeğe dönüşüp kanatlanması için geçen süreyi düşünüp... Sabret tüm dünyayı görmüş olsan da içindeki yolculuğun bitmesi için... Sabret aşka uzak olduğunu düşünsen de bir gün içinde bir güneş gibi doğacını ve tüm dünyanı kaplayacağını düşünerek sabret... Nefsine hakim ol görünmez iplerle birbirimize bağlı oluğumuzu anımsa arkasında durabileceğin davranışları sergile ve aşka ulaşmak için sabret... Sabret su gibi berrak toprak gibi bereketli güneş gibi aydınlık ve hava gibi yaşam kaynağı olarak... Sabret..."