Okyanus... Onu gördüğümde dile getiremediğim ve aklımdan geçen tek şey buydu.
Okyanus gibiydi gözleri. Okyanus bile bu kadar derin değildi belki...
Çaresiz yalvaran bakışlarıyla bana bakıyordu. Ve gözlerindeki yakarış dudaklarında süzüldü.
"Yardım et..." Sessiz...Güçsüz...Ürkek...
Öyle olağanüstüydü ki aşkları... Öyle masum...
İki yakın arkadaşıyla Karayipler'e tatile giden Walt'un aklında sadece üç şey vardı;
kızlar okyanus eğlence.
Peki Karayipler'in en güzel koylarının birindeki mağarada çaresiz okyanus gözlü bir kızla karşılaşınca hayatının değişeceğini tahmin edebilir miydi?
İki aşık kalp...Walt ve Elka...
Ölüme imkansızlığa karşı ne kadar direnebilirdi?
"Yemin ederim sana her şeyi düzgün öğreteceğim.
Korkunca öpülmüyor biliyor musun?
O sadece seni öpebilmek için uydurmuş olduğum bir yalandı.
Pizzamı da paylaşabiliriz söz veriyorum. Yine dönmedolaba bineriz ve bu kez korkmaman için sımsıkı sarılırım sana. Seninle uyumak için uydurduğum
bahaneler olmadan beraber uyuruz...Hı?"