21. Yüzyıl için "kadınların yüzyılı" dendi bunun bazı haklı sebepleri de vardı; ama kadınlık tecrübesinin önemli kısmı hâlâ görünmüyor sayılmıyor temsil edilmiyor. Evet kadınlar daha çok görünüyorlar onlar hakkında daha çok konuşuluyor ama hangi hikâyeler içinde? Kadınlar kendi hikâyelerini ne kadar anlatabiliyorlar? Belki şöyle sormak daha doğru olur: Kadınlar kendi hikâyelerini ne kadar yaratabiliyorlar? Çünkü bilirsiniz temsilin bir güçlüğü hep önceden anlatılmış bir hikâyeye düşmesidir; onun için temsil ile rol birbirine karışır pek çok zaman kendinizi yazılmış bir piyeste figüran buluvermeniz işten değildir.
İradenin İyimserliği kendi hikâyelerini yaratan kadınlar hakkında bir kitap. İçine itilip durduğumuz hikâyelere düşmemek için ihtiyacımız olan şey iradenin iyimserliği; kendi hikâyelerimizi yaratma iradesi.