"Anakronik ve senkronik geçişler kitabı arkadan takip eden bir rüzgârı andırıyor. Ancak bu rüzgâr tümüyle bâkir bir alanda eserken yazar kurguya teslim olmayarak bastığı zeminden kopmuyor.
Türk edebiyatında bu konuda bir ilke imza atan yazarla ve müstesna bir eserle karşı karşıyayız. Kitapta sanat kültürle beslenirken kendisini koruyacak refleksler hayatiyetini muhafaza etmekte. Ancak başka damarlar arayarak kültürel derinlikler en üst düzlemde sanatla mesafeleri koruyan bir yarışa dönüşmekte iken lirizmin ritmi soğuk ve kuru bir anlatıma geçit vermemektedir.
Eseri okurken bir bütün olarak Çelebi Hüsâmeddîn görkemini görüyoruz ve Yüce Mevlâna ile birlikte bu bütünün sıcaklığını kuşanıyoruz.
Gerek Mesnevî'nin yazılışı ve yazılış sancıları; gerek Mevlâna'nın dilinden Mesnevî'nin kâtibi Çelebi Hüsâmeddîn ve "Hüsam" dediği Çelebi Hüsâmeddin'e övgüler; gerekse 1250'li yıllardan 2050'li yıllara esrarengiz sıçrayışlar ilginç olaylar... Bütünüyle bu konuda ve romandaki gibi bir yaklaşım bilim ve edebiyat dünyasında bir ilktir. Böylesi bir ilke imza atan değerli yazarı takdir etmemiz; hikmet burcundaki haz ve anlamını okurlarına sunmasının da ayrıcalığını burada teslim etmemiz gerekiyor." Ali Uğur GÜNDEM