"İlkokul üçüncü sınıf öğrencisi sınıfın en kısa boylu erkeği fizik kurallarını biliyordu ha! İşin kötüsü ikinci sınıftayken eski dili bildiğime üçüncü sınıftayken fizik kurallarını kavradığıma ben de inanmaya başlamıştım. Tabii ki ne eski dille alakam vardı ne fizik kurallarından haberdardım. Yalnızca başkalarından aldığım iki cümleyi satmıştım. Ama doğru zamanda doğru yerde usturuplu biçimde satmıştım. Ben bilemezdim büyükler de farkında değildi; hayatta ne iş yapacağım o zamandan belliydi. Gazeteci-yazar olacaktım. Gazeteci-yazar oldum gerçekten de. Bana gazeteci-yazar dendi daha doğrusu. Ama tire işaretinin iki yanında da kayda değer bir başarı sağlayamadım." Gazetelerde dergilerde televizyon kanallarında entelektüel âlemlerde ve romancılık hayallerinin peşinde geçmiş otuz küsur yıl. Uzun bir başarısızlık hikâyesi... Magazincilikten haber kanallarına erotik yayınlarından kültür sanat programlarına küçük şarkıcılardan büyük patronlara düğün salonlarından Lübnan dağlarına uçan tekmelerden başkanın suratında patlayan yumruğa Bukowski kitaplarından çakma tasavvuf eserlerine 12 Eylül döneminden AKP'li yıllara... Can Kozanoğlu çocukluk yıllarını ve aile çevresini anlattığı Acemi Eğitimi'nden sonra şimdi de yetişkinlik dönemini "meslek hayatı" nı anlatıyor. Nasıl görmek isterseniz öyle: hakikate sadık kalınarak yazılmış anılar ya da Yalan Yıllar...