Din ve toplum arasındaki ilişki karşılıklı etkileşim sürecinde ortaya çıkar ve devamlılık gösterir. Bununla birlikte din özü itibariyle kutsalın tecrübesi ve "kutsal şeylerle ilgili emredilmiş veya yasaklanmış- inanç ve pratikler bütünü" olarak da tanımlanabilir. Kutsallık atfedilen şeyler genellikle yücelik ve güç bakımından üstün sayılır ve bir takım dinsel ritüel ve uygulamalarla kutsal olmayana karşı ayırt edici bir nitelik kazanır. Kutsal aynı zamanda bir anlam kaynağı ve kimlik göstergesi olarak da işlev görür ve bu yönüyle toplumsal ve kişisel güvenlik alanlarını belirler. Anadolu coğrafyasında genellikle adak türbe veya ziyaret dindarlığı olarak da kavramsallaştırılan bu tür uygulamalar başta hastalıklardan kurtulma ve şifa bulmaya yönelik olmak üzere birçok dilek istek ve kişiler tarafın önemli görülen ihtiyaçlarla ilgili amaçları kapsamaktadır ve bu yönüyle hemen hemen evrensel bir özelliğe sahip gözükmektedir. Bu çalışma dini yaşayışın önemli bir boyutunu oluşturan ziyaret inancı ve uygulamaları konusunda da belli bir zenginlik ve çeşitliliği bünyesinde barındıran Kayseri'de gerçekleştirilmiş olup; böylesine naif bir konunun pozitif bilimlerin yöntem ve bakış açısıyla yapılmış olması nedeniyle alanında ilk çalışma olduğu iddiasını da taşımaktadır.