Montesquieu'ya göre yürütme kuvveti bir monarkın elinde bulunmalıdır. Yürütme kuvvetinin tek kişiye verilmesi gerektiğini düşünene Montesquieu asama kuvvetinin "bir kişi yerine birçok kişi tarafından daha iyi kullanıldığını" düşünmektedir. Yasama kuvveti bir kurula ait olmalıdır. Bu kurul iki bölümden oluşmalıdır. Birinci bölüm asillerden ikinci bölüm halkın temsilcilerinden oluşmalıdır. Bunlardan her birinin diğerine karşı "önleme yetkisi" olmalıdır. Bu sebeple bu bölümlerden her biri diğerini sınırlandıracaktır.: "Her ikisi de yürütme erki tarafından sınırlandırılacak yürütme erkini de bunlar sınırlandıracaktır." Montesquieu'ya göre yargı kuvveti ise mahkemelere ait olmalıdır: "Yargı kuvveti ne belirli bir zümrenin ve ne de belirli bir mesleğin elinde olmalıdır". Montesquieu mahkemelerde halktan seçilecek kimselerin de bulunması gerektiğini savunmaktadır. Montesquieu'ya göre yargı kuvveti mahiyeti gereği sınırlı bir kuvvettir. Çünkü işi veya fonksiyonu kanunların uygulanmasından ibarettir. Ona göre "milletin yargıçları cansız birer varlıklarmış gibi hareket ederek kanunun sözlerini ne kuvvetini ve ne de sertliğini değiştirmeden sadece telaffuz eden birer ağızdır.