Zeki yetenekli ama aklı biraz havada bir genç kız Müjgan. Âşık olduğu adam da kendi gibi bir gizli servis elemanı. İlk çıktığı görevi eline yüzüne bulaştırınca İstanbul'a dönüp Cihangir'deki bohem hayatın içine dalar. Ama İstanbul sanat çevrelerinde de tekinsiz bir şeyler dönmektedir. Yıldızı günden güne parlayan ressam Nova'nın etrafındaki sırlar elbette Müjgan'ın ajanlık hevesini kışkırtacaktır.
Müjgan kendisini yine çatallı bir yolda bulur. Aradığı iç huzurun peşine mi düşecektir yoksa aşk ve maceranın mı? Gönülçelen lakaplı ajan Müjgan mı olacak yoksa Cihangir'deki havai Müjgan mı? İşte bütün mesele bu...
"Mucize kollarındaydı. Gözlerini gözlerine dikmişti. Dudakları aralanıyordu ama tek kelime edemiyordu. Sadece bakabiliyordu. Göğsünden ise oluk oluk kan boşalıyordu. Dışarıdan sesler geliyordu. Konuşmalar yaklaşan ayak sesleri. Müjgan gitmeliydi. Daha fazla kalamazdı. Ama Mucize'yi de bu halde burada bırakamazdı ki..."