Emekçi sınıfların en yoksul kesimleri bugün AKP hegemonyası altındadır siyasi alanda rızayı AKP'ye vermektedirler... Neoliberalizm kırsal yapıları dağıtarak kentleşmeyi hızlandırdıkça kültür çatışması/travması yaşayan diğer bir deyişle muhafazakâr ataerkil ve dindar anlamlar sistemi sürekli tehdit altında bir yoksul varoş nüfusu ve buna hizmet veren esnaf tabakasını yaratmıştır. Bu karışıma AKP döneminde izlenen oy satın alma pratikleri "yardımsever zenginler" "zekât" söylemleri dinci sivil toplum örgütleri ve dayanışma ağları da eklenince ülkede bir "sadaka" toplumu şekillenmiş vatandaşlık gururu hızla yok olmuştur. Anlamlar sisteminin bu biçimde parçalanmaya başlamasına "bu ülkede dindarlar eziliyor" söylemi aslında fantezisi eklenince yoksulların sınıfsal tepkisinin enerjisi AKP blokunun enerjisine eklenmiştir... Bu gelişmeler aynı zamanda hem Kürt mülk sahibi/feodal-kapitalist sınıflarıyla Türkiye egemen sınıfları arasındaki hem de kır-kent orta sınıflarıyla "iktidar bloku" arasındaki 1960'lardan beri geçerli olan bölüşüm ilişkilerini hızla değiştirmeye başlamıştır... Ergin Yıldızoğlu ülkemizdeki demokrasi ve özgürlük güçlerini tehdit eden gerçek tehlikeye İslamofaşizme karşı bir çıkış yolu bulmak bir yol oluşturmak için yapılması gerekenler üzerine fikir üreterek on iki yıllık AKP iktidarının baskılarla zorlaştırdığı dayatmalarla adeta bir bataklığa döndürdüğü bu yaşanılmaz ortamdan kurtulmak üzere CHP-HDP-BHH ekseninde bir çözüm bulmanın mümkün olduğunu söylüyor. Karanlıktan gün ışığına çıkmak isteğini yaşam pratiklerine geçirebileceğimizi hatırlatıyor