İnsan tabiatının evrensel bir yasasına göre kimse iyi olduğuna karar verdiği bir şeyden vazgeçmez; yeter ki daha büyük bir iyilik ummasın ya da daha büyük bir kötülükten çekinmesin... Kimse de kötü bir şeye kötü bir şeye katlanmaz; yeter ki daha büyük bir kötülükten kaçınmasın ya da çok daha büyük bir iyilik ummasın... Bir başka deyişle her insan iki iyi şeyden daha iyi olduğuna karar verdiği şeyi ve iki kötü şeyden kendisine daha az kötü gözükeni seçer... Spinoza Spinoza'nın kendi çağında her alanda baskılar söz konusudur. Özellikle de Kilisenin baskıları egemendir. Bu nedenle Spinoza için temel felsefe ve üzerinde önemle durulması gereken asıl sorun; özgürlüktür. Dahası ona göre özgürlük doğal ve toplumsal bilimlerde ilerleme için mutlak olarak zorunludur. Bu nedenle özgürlüğün en iyi güvencesi demokrasidir. Ayrıca ona göre dini ve sosyal kuramların hepsinde özgürlük ideal bir amaçtır. Bu açıdan o bazı yazarlar tarafından felsefe tarihinin ilk sistemli demokrasi ve düşünce özgürlüğü savunucusu olarak kabul edilmektedir. Görüldüğü üzere Spinoza'nın felsefi anlayışı toplumun çözülmemiş temel sorunları üzerinde düşünmeyi amaçlamaktadır. Nitekim o dönemin temel sorunu da özgürlüklerin belli kurumlar tarafından engellenmesidir. Bu nedenle o hayatı pahasına da olsa bu konulara ışık tutacak ciddi eserler kaleme almıştır: Etika Tractatus Theologico-Politicus (Tanrı Politik İnceleme) On The Improvement of The Understanding (Anlayışın -Zihnin- Islahı Üzerine).