İslam dünyasının çeşitli bölgelerinde XII. yüzyılda genel kabul gören İslamî fikirlere ve yaşayış ilkelerine aykırı davranan ve kendilerini zahid derviş Kalenderî Haydarî v.s diye isimlendiren acayip görünümlü heterodoks topluluklar görüldü. Bunların bir kısmı mesela yalın ayak gezerler keçi derisi ile örtünürler başlarına da deriden boynuzlarla süslü bir börk geçirirlerdi. Ellerinde halka delik aşık kemikleri ve ufak yuvarlak çanlarla bezeli bir değnek taşırlar ve dilenirlerdi. Gece gündüz ellerinde defleriyle dolaşırlardı. Bunlar genellikle İslâmı Kur'ân ve sünnet dışında kendi görüşlerine göre yorumlayan batinî topluluklardı. Sonraki yüzyıllarda Kalenderîler ve Haydarîler yanında Anadolu'da Rum Abdâlları Câmîler Bektaşiler ve Şems-i Tebrizîler gibi daha bir çok topluluk ortaya çıktı.
İşte elinizdeki bu kitapta XVI. yüzyılda yaşadığı tespit edilen Osmanlı şair ve yazarlarından biri olan Vâhidî tarafından bu batini toplulukların fiziki ve rûhî portrelerinin çok renkli bir şekilde çizildiğini görüp ve onların ilginç yönlerinin tasviri yapılıp tenkit süzgecinden geçirildiğini okuyacaksınız. Vâhidî'nin Menâkıb-ı Hâce-i Cihân ve Netîce-i Cân isimli bu kitabı Osmanlı döneminde çok okunmasına rağmen her nedense devrin kaynaklarında yer almamıştır. Bu eserde kültür tarihimiz bakımından şimdiye kadar bilmediğiniz çok zengin maddî ve manevi malzemeyle karşı karşıya kaldığınızı göreceksiniz.