Bir kızım var. Annemin beni çok sevdiği gibi seviyorum onu. Herkesten her şeyden koruyup kolluyorum. Babası kim bilmiyorum. Bilmem ne teyze biliyor. Ama bilmemek daha iyi... Kızımın saçları çok güzel.
Sokakta çocuklar saçlarını çekiyor. Telleri birbirine dolanıyor. Önüme
oturtup tarıyorum; acıtmadan. Diplerinden deniz kokusu yayılıyor...
Varsayalım güneş batıyor sene bilmem kaç. Üç masalı bir meyhane
var ileride... Rüzgâr sokağın dar girişinde kalakalmış. Sokaktan çocuk sesleri geliyor cızırtıları evlere doluyor. Korna sesleri uzun kısa.
Güveler şehri istila ediyor. Kırt kırt. Bütün elbiselerin potu var. Kırt kırt.
Herkes kendi kuyusunda kayboluyor kendi kuyusundan zuhur ediyor.
Gökçe Bezirgan ince bir koyuluk anlatıyor sızım sızım. Kader varsa
eğer acıdan besleniyor muhakkak.
Hasta Öyküler ve Kulağakaçan biri Yaşar Nabi Nayır Ödülü almış iki
öykü destesini birleştiriyor. Kaderi anlamak için masumiyet gerekiyor.