Annie Kagan'ın yazdığı Billy Fingers'ın Ölümden Sonraki Hayatı'nda öldükten sonra öteki dünyadan kız kardeşiyle düzenli olarak bağlantı kuran Billy Fingers verdiği mesajlarla hayatı dolu dolu yaşamanın nefes aldığımız her saniyenin değerini bilmenin ne kadar önemli olduğunu hatırlatıyor.
Sıradan bir insan Dr. Kagan'ın ölen ağabeyiyle yaşadığı öte dünyaya ait maceraların hikâyesine inanmakta büyük ihtimalle zorlanacaktır. Oysa Batı düşüncesinin temelini atan Yunan filozoflar Kagan'ın tarif ettiği bu kayda değer fenomeni gayet iyi biliyorlardı. Aslına bakılırsa Yunan filozoflar bu hayat ile öteki hayat arasında bir şekilde askıda kalan insanlara bir ad bile koymuşlardı. Yunan filozoflar bu kişilere "iki dünya arasında yürüyenler" diyorlardı.
İki dünya arasında yürüyenlerin önemli toplumsal işlevleri vardı. Erken dönem Yunan filozofu Herakleitos'un ifade ettiği üzere bu kişiler "yaşayanları ve ölenleri gözetiyorlardı". Yaklaşık İÖ 600'de bu suretlerin ilklerinden biri olan Aithalides fiziksel dünya ile ölümden sonraki dünya arasında gidip gelebilmesiyle ün salmıştı. Kadim Yunanistan'da iki dünya arasında yürüyenler modern Batı toplumunda ölümle burun buruna gelmiş kişilere benzer bir işlev görmekteydi. Bu kişiler yaşayanlar âlemi ile ölüler âlemi arasında ulak ya da arabulucuydu. Bu kitap aracılığıyla Annie Kagan yeteneklerini ağabeyi Billy'nin ahretten kurduğu iletişimi kullanarak başka insanların hayatlarına dokunabilmek için kullanmaktan heyecan duyuyor.