Küçük yaşta ailesinden çalınmasıyla Murat'ın kader yolu yeniden çizilmiş oldu. Murat artık yeni bir ailenin evladıydı. Aslında bu kadere boyun eğebilirdi -"yeni" ağabeyi Salih olmasaydı.
Bu hayat böyle akıp gidecekti ta ki günün birinde genç bir öğretmen gelip ona gerçeği anlatıncaya kadar. Ancak bu gerçeği öğrenmek Murat'ı bir yandan heyecanlandırırken bir yandan da bütün hayatını tekrar sorgulamasına neden olacaktı. Kendi ailesi olarak kabul ettiği insanlara veda edebilecek miydi? Nazlı'yı terk edebilecek miydi?
Celal Demir İnci Mehmed'e göz kırparcasına destansı bir anlatımla çağdaş Türk romancılığına yeni ama yeni olduğu kadar nostaljik bir soluk getiriyor. Bir yandan erdem hırs kıskançlık gibi kavramları cesurca irdeleyen yazar bir yandan da köy hayatının pastoralliğini ve aşkın masumiyeti içinde yitip gitmenize neden oluyor.