Yazarın ölümünden kısa süre önce tamamladığı Satranç'ın başkişisi Dr. B.'nin kaderi de Zvveig'ın kaderini andırır. Naziler tarafından tutuklanan Dr. B. diğer milyonlar gibi doğrudan bedensel ölüme veya işkenceye götürülmez ama Gestapo'nun ihtiyaç duyduğu sırları versin diye eşi benzeri görülmemiş bir yöntemle günden güne zihinsel ölüme zorlanır. Belki de bu işkencelerin en ağırıdır...
Almanya'da kitapları yakılan orada yaşama şansının kalmadığını anlayınca gittiği İngiltere'den de "düşman yabancı" olarak görülüp tutuklanacağı korkusuyla ayrılmak zorunda kalan Zweig Brezilya'da hayatına son verdi. Baskı ve zorbalığın ne olduğunu çok iyi bildiği için Satranç'a zorbalık karşısında titreyen milyonların psikolojik durumlarını ruhsal çaresizlik ve çalkantılarını ustalıkla yedirmesini bilmiştir. Fakat bunu klişelere düşmeden gözyaşı edebiyatı yapmadan son derece heyecanlı ve eğlenceli bir satranç karşılaşması hikâyesinin oluşturduğu çerçevenin içine yerleştirir. Satranç işte bu nedenle en çok okunan ve sevilen kitaplar arasında yer alır.