Soğuk duvarlarda telve karası
ferahlatsın içini gürun ayazı yine muhtelif bir sarı yaprak tarlası
ayak altına yığılan şu sonbahar
çevir yüzünü Mart'a Nisan'a
günü çiçeklere pay et nicedir duymuyorum kokunu b
aharın tozunu baharın tuzunu.
Ellerimde kalan bu yara izleri
hep senin şu çalı çırpının eseri.
Ferah bir çığlık duydu şu azam şu yerlere dökülmüş çıtırtılı sarıdan
doldur içini hüzün ve ayrılıkla
tuhaf bir yankı duy şu mahzun garibanlığında...