Delilik ile naiflik arasında yaşayan bilinçli olarak sisteme dahil olmayan ötekilerin öyküleri kısacık anların toplamı Köpek Yarası. Kent insanının yabancılaşmasını ve edilgen ruh halini geçen yüzyılın başında Kafka kahramanını böcekleştirerek anlatıyordu. Hasan Uygun ise kahramanlarını köpekleştiriyor bir anlamda. Toplumun gözünde sokak köpeği kadar değeri olmayan insanların yaralarını deşiyor. Köpekleştirmek Kafka'nın "Dönüşüm" öyküsündeki gibi bir böcekleşme metaforudur elbette. Köpekler yaralarını yalayarak iyileştirirler. Sürekli yaşamına müdahale edilen kendine yabancılaşan edilgen insanın da durmadan yaralarını kaşıması kanatması bundandır. Sistemle uyumlu; ev araba kariyer yat-kat özlemi içinde olan insanı bulamazsınız Hasan Uygun'un öykülerinde. Küçücük dünyalarının büyük gelgitlerini göstermek için çırpınan yazgısına şapka giydiren sorumluluktan kaçan "adam" olmayı sahip olmayı reddeden bireyi anlatıyor. Her yerde olup da hiçbir yere ait olamayan geçmişini şimdisini sorgulayan sıradan insanı... Bazen terk etmişler bazen de terk edilmişler. Daha da önemlisi yaşamın en uçlarına itilmişler bir şekilde. Sartre'ın "Cehennem başkalarıdır" sözünü hatırlatırcasına...