HAKAN TÜRK 95. kitabı Olan bu kitabın-da gerçek bir kabadayının nasıl olması gerektiğini bakın nasıl anlatıyor: "Kabadayı söylediği sözün arkasında duran karakolda veya mahkemelerde sızlanmayıp islediği suçu başkasının üzerine yıkmayandır. Kabadayı olan yanındaki adamlarına değil kendi yüreğine ve bileğine güvenen yeri geldiğinde Öleceğini dahi bilse geri adım atmayananlara ilenir. Kendisine Özgü namus kuralları olan haksızlık yapan babası dahi olsa taraf tutmayan zayıf ve dürüst insanların yanında durup onlara sahip çıkandır Eskiden kabadayı denince sözüne güvenilen biç kimsenin matında canında ve namusunda gözü olmayan yiğit insanlar vardı. Zamanla o yiğit insanların kimisi vefat etti kimi o islerden elini ayağını çekti Geri kalanlarda cezaevine düşünce meydanı boş bulan birileri etraflarına topladıkları adamlarla haraç almaya racon kesmeye başlayıp kendilerince Kabadayı oldular. Bu memleket gerçek kabadayıları görüp tanıdığından o tür sahte kabadayıları adam yerine dahi koymuyorlar. Benim dayılarım kan davası nedeniyle çok uzun yıllar mahpus damlarında yatarken onlar aracılığıyla gerçek kabadayıları tanıdım..." Yıllar önce yazdığım "Kabadayıların Dünyası" halen Türkiye'nin bütün cezaevlerinde ve o alemde başucu kitabıdır. O kitabımda yazdığını Dündar Kılıç Necdet Ulucan. Kürt İdris (Özbir) Karikatür Duran Şah İsmail ve daha çoğuna yer vermiştim. Kimi vefat etti kimi o alemden çekildi. Kimileri cezaevlerinde tahliye olacakları günü beklemekteler. O Kabadayıların tamamına yakınıyla birebir tanışır ve vakit buldukça bir araya gelip çay-kahve içer veya iki lokma bir şeyler yerdik... Bizim Elazığ'da ekmeğin tuzun hatırı vardır. Unutulmamalıdır ki "Dünyaya dahi hükmetseniz sonunda kara toprağa girip hesabını vereceksiniz..." Değerli siyaset adamı Osman Bölükbaşı bakın yazar HAKAN TÜRK'le ilgili ne diyor: "Eğer bir gün HAKAN TÜRK'ü eğilmiş görürseniz bilin ki düşmüş birisini kaldırmak için eğilmiştir..." Doğru söze ne denir ki!..