"Ölmeden önce insanın bütün hayatının gözlerinin önünden geçmesi gibi hayatımın bütün kelimeleri ses söz harf şekil cümbüşü içinde aklımdan gelip geçiyor. Kısacık bir an içinde göz kamaştırıcı bir parıltıyla yanıp sönüyorlar. Daha önce bu kadar çok kelimeyi bir arada görmemişim. O kadar çok." Sevim Burak'ın yarım kalan projesi üstünde çalışarak Ford Mach I romanını yayına hazırlayan; "A'dan Z'ye Sevim Burak" kitabını ve Feride Çiçekoğlu'nun "kendi başına bir senaryo okulu bizim sinemamız için eşsiz ve benzersiz bir senaryo bir başyapıt" olarak adlandırdığı Korkuyorum Anne filminin (Reha Erdem'le birlikte) senaryosunu yazan; Bresson Duras Lacan çevirmeni ve psikanalist Nilüfer Güngörmüş'ün tek öykü kitabı Büyük A yıllar sonra yeni öyküler eklenmiş gözden geçirilmiş haliyle okurlarla buluşuyor. Büyük A her anlamda biricik bir kitap. Çoksesli kurgusuyla ayrıksı diliyle Türk edebiyatının sıradışı şiirsel düzyazı metinlerinden biri. Güngörmüş'ün işi ışıklarla renklerle değil. Kelimelerle. İnsanların dünyasının küflü kelimelerini eline alıp tek tek inceliyor. Unutulan anımsanan evleri dolduran birleşen ayrışan iç içe geçen kendi öykülerini kurmaya başlayan kelimeler bedenin belleğin hastalığın ölümün karşılıklarına dönüşüyorlar. "Senaryo yazımında nadiren yakalanabilen o büyülü birlikteliklerden birine tanık olduğumuzu anlayabilmek Korkuyorum Anne'de Reha Erdem ile Nilüfer Güngörmüş'ün birbirlerinin dünyasından beslenerek nasıl benzersiz bir görsel senfoni yarattıklarını hissedebilmek için belki Büyük A'yı da okumak gerekiyor. Güngörmüş'ün 'ah cindy' hikâyesindeki sertleşmemiş damarlar taşlaşmamış böbrekler şekli bozulmamış o mini mini karaciğer sarkmamış rahim o kadifeden safra kesesi kanlı dalak pırıl pırıl mis kokulu bağırsaklar canlı sulu sulu taptaze hücreler onların hepsi Korkuyorum Anne'de bu kez 'insan nedir ki?' sorusunun çeşitlemeleriyle karşımıza çıkıyor: 'Bol kemik. Tırnak. Bir ağız dolusu diş. Bol et bol damar. Kilolarca bağırsak.'" Feride Çiçekoğlu