Cedric babasını küçük yaşta kaybetmişti. Onunla ilgili aklında kalan mavi gözlü bıyıklı iri yarı bir adam olduğuydu. Annesini üzmemek için babasından hiç bahsetmemeye karar vermişti. Annesiyle mutlu bir hayatları vardı. Her şeyi birlikte yapıyorlardı. Yürüyüşe çıkıyorlar oyunlar oynuyorlar sohbet ediyorlardı.
Diğer yanda onlardan çok uzakta başka bir ülkede yaşlı fakat çok zengin bir adam yaşamaktaydı. Eğer servetini ve unvanını bırakacağı oğullarını kaybetmiş olmasaydı belki de torunu Cedric hiç aklına gelmeyecekti.
Evet Küçük Cedric onun torunuydu. Yaşlı adam torununu yanına almalı onu kendi istediği gibi yetiştirmeliydi. Fakat bu iş o kadar kolay değildi. Çünkü birbirlerine etle tırnak gibi bağlı olan bir anne çocuk vardı karşısında. Mutluluğu birbirlerinin gülümseyişlerinde yakalayan birbirine sıkı sıkıya bağlı anne-oğul...
Yaşlı adam torunun annesinden ayırıp yanına getirebilecek mi? Annesi oğlundan ayrılmayı kabul edecek mi? Cedric'i bekleyen büyük servet ve aselet unvanı onların kararlarını nasıl etkileyecek...
Küçük Lord özellikle ilköğretim seviyesindeki okur kitlesinin heyecan ve duygusallığı birlikte tadarak okuyacakları etkileyici bir roman..