Bir insan hayatında kaç kere ölebilir ki? Üç? Beş? Yedi? Saymakla biter mi acaba? Âlemi gözüyle gördüğünden ibaret sayanlar ve ona sımsıkı sarılanlar sadece bir kere ölüler. Çünkü göz onların ölümünü bir kere görür. Aslında onlar bu dünyadan ayrılma korkusuyla kendi ruhlarını en başından öldürdüler. Bir de bu âlemde gözüyle gördüklerine pek fazla itibar etmeyenler vardır ki onlar her gün ölürler. Ölmeden önce ölürler. Atıldıkları bu yeryüzünden hapsedildikleri ten kafesinden her gün kaçmak isterler de başaramazlar. Onların yazgısıdır ki vade dolana kadar bu kafeste mahkûm olmak. İşte bu mahkûmiyet her gün öldürür. Bu ölüm hali ise hayatında sadece bir kere öleceklere göre bir delilik halidir. O sebeple size deli denmedikçe gerçek manada murat edilen insan olamazsınız. Hey sen! Ne diye öfkelenip duruyorsun? Sıkıntılar içinde yüzüp durduğunu iddia ediyorsun. Ne güzel ki anlatabilecek dertlerin var. Peki hiç bazı insanların anlatılamayacak derecede derin acılara sahip olduğunu düşündün mü? Cesaretin varsa mezarlıklara git de ölülere sor. Ya da kibrini bir kenara bırak da deliler konuş. Seni delirtecek ve öldürecek derecede bir derdin yoksa şu Rabb'ine küsüp durma oyununu bir kenara bırak. Çünkü Rab küsenlerle değil ümit edenler ile beraber.