Enver Şengül Edirne Sultan II. Bayezid Darüşşifası'nda oluşturulan Sağlık Müzesi'nde uzun yıllar yönetici olarak görev yaptığı süre boyunca elde ettiği birikimini nihayet tarihi bir romanla taçlandırıyor. Roman bizleri Edirne'deki Osmanlı Sarayı'nın en şaşaalı günlerini yaşadığı 17. yüzyıla götürüyor. Osmanlı'nın ikinci payitahtı olan Edirne sultanların da gözdesiydi. Birçok padişah gibi avcılığıyla ünlü Sultan 4.Mehmed Han da Edirne'yi çok sevmiş payitaht İstanbul olmasına rağmen Devlet-i Aliyye'yi üç nehrin birleştiği ve yeşil ormanlıklar içindeki Edirne'den yönetmişti. Yazar o günlerin renkli bir hikâyesini sunuyor bizlere. Üç kıtanın yönetildiği Osmanlı Sarayı'nın ve günlerce süren büyük sünnet şenliklerindeki dillere destan eğlencelerin yanı sıra tababet tarihinde önemli bir yeri olan ve akıl hastalarının musiki ile de tedavi edildiği Edirne Darüşşifası'nda yaşananları da akıcı bir dille ve belgelere dayanarak aktarıyor. Öyle ki; satırların arasında o dönemdeki Edirne Sarayı ve anıtsal yapılarla bezeli Edirne sokaklarında okurlarını bir zaman yolculuğuna çıkarmakla kalmıyor Neyzen Destari'nin musiki ilmindeki ruha şifa olan nağmelerinin büyüsüne kapılarak medresede eğitim gören Seydi Ali ve Müneccimbaşı Şeyh Ahmed Dede'yle birlikte mısralar arasına ebced hesabıyla şifrelenmiş önemli sırların peşine düşürüyor. Ve Sinan ile Hacer'in hasta odalarında başlayan o imkânsız aşk hikâyesi de tıpkı romandaki sarmaşık gibi bizi sarıp sarmalıyor. Yoğun bir emekle yoğrulmuş bu kitabı bir edebiyat kitabı olduğu kadar bir tarih çalışması olarak da okuyabilirsiniz. Ahmet Ümit