"Lara haddini aşıyorsun!" Babamın bağırışı beni ürpertse de sinirle oturduğum yerden kalktım ve kapıya yöneldim. Ailemden tek kalan babamdı ama o da hareketleriyle kendinden nefret ettiriyordu. Ondan uzaklaşmak için üniversiteyi bilmediğim bir ülkede okumuştum. Oradaki sakin hayatım bitmiş ve yine bu nefret ettiğim eve dönmüştüm. En kötüsü babam hala aynıydı. Gaddar! "Bu odadan çıkarsan senin için iyi şeyler olmayacağını biliyorsun kızım." Yumruklarımı sıkıp yerime geri oturdum. En son sözünü dinlemediğimde iki hafta odamdan çıkmamam için kapıma adamlarını koymuştu. Özgürce yaşadığım dört yıldan sonra yine bu hapishaneye gelmek berbat hissettiriyordu. Sakinleşmek adına derin bir nefes aldım ve oturdum. Ardından konunun çabuk bitmesi için bakışlarımı babama çevirdim. "Akşam birkaç ortağım gelecek." Babama bana ne dercesine baktım. O ise bana aldırmadan konuşmasına devam etti. "Artık büyüdün. Benim çevremle tanışma vaktin geldi. Sen de yanımda olacaksın." "Unut bunu." Omuzlarımı silkip tekrar ayağa kalktım. Babamın saçma sapan ortakları umurumda değildi. Sadece kendi itibarını düşünen bir adamdı. Ben ona benzemeyecektim. "Lara!" Babam sinirini pekiştirmek için birkaç saniye durdu. Emirlerinin yerine getirilmemesine alışık değildi. "Kendine çekidüzen ver. Sen Soysal Holding'in varisisin." Alayla güldüm. Ne varisliğinden bahsediyordu ki? Kaç kere beni pis işleri için eğitmeye çalışmıştı. Sadece 'Soysal Holding'in varisi' mi olmuştum? "Hayır baba." Alayla güldüm. "Ben bir mafyanın kızıyım."